Çalışanların Ek Gelir Hedefiyle Ek İşte Çalışmasının Önü Resmen Açıldı

Özel bir şirkette motorlu kurye olarak çalışan B.M iş sözleşmesine aykırı olarak ek işte çalıştı. Bölge Adliye Mahkemesi, işçinin bir başka işte çalışmasını yasaklayan sözleşme hükmüne ilişkin emsal bir karara imza attı.

Özel bir şirkette motorlu kurye olarak çalışan B.M üç sene ek işte çalıştı. Şirket tarafından iş sözleşmesine aykırı olarak ek işte çalıştığı gerekçesiyle kovuldu.

İş mahkemesine başvuran B.M; tazminatsız ve derhal işten çıkarıldığını,durumun gerçeği yansıtmadığını, işverenin, hem işe başlarken hem de işe devam ettiği süre boyunca mesaisi bittikten sonra da başka iş yerinde çalıştığını ve bu durumun işten çıkarıldığı tarihe kadar devam ettiğini bildiğini ve bu duruma izin verip rıza gösterdiğini dile getirdi.

İşverenin, ek işte çalıştığını bildiğini belirten B.M; işverenin kendisini işten çıkarmasının kötü niyetli olduğunu iddia etti.

Çalışan B.M; feshin haksız, geçersiz ve usulsüz olduğunu beyan ederek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesini talep etti.

Davalı firma “Şirketimizle iş akdiniz devam ederken farklı şirketler nezdinde çalışmalarını/SGK bildirimleriniz görülmesi üzerine çıkışı yapıldı.” beyanında bulundu.

Şirketin, davacının şahsi olarak girebileceği e-Devlet sitemine girerek şahsi hizmet dökümüne ulaşma imkanına sahip olmadığını, şirketin kendi bildirimlerinden sorumlu olduğunu, davacının çelişkili olduğunu, huzurdaki davada geçerli sebebinin münazara edilmesi gerektiğini iddia etti.

Mahkeme, davanın reddine hükmetti. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza atarak, işçinin ek işte çalışmasının önünü açtı.

Kararda şöyle denildi: 

‘Davalı işverenliğin fesih bildiriminde yazdığı hususlarla ve içerikle bağlı olduğu, davacının iş sözleşmesinin 12. maddesine aykırılık teşkil eden eylemi sebebiyle iş akdinin feshedildiği, ancak davacının yan iş yapmasının sadakat borcuna aykırı olup olmadığı İş Mahkemesi’nce değerlendirilmemiştir. Haksız bir rekabet oluşturup oluşturmadığının, oluşturuyorsa bunların sebep ve sonuçlarının iş akdinin fesih bildiriminde yer almadığı, bu sebeple sadece iş sözleşmesindeki düzenlemenin usul ve yasaya hukukun genel prensiplerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesinin gerektiği ortadadır. İşçinin yasal sınırlar içinde iş ilişkisine girmesine engelleyen sözleşme hükümlerinin kural olarak Anayasa’nın çalışma hakkı ve özgürlüğünü düzenleyen 48. ve 49. maddelerine aykırılık oluşturacağı için geçersiz sayılmasının gerektiği, işçinin yan iş yapmasının iş yerinde olumsuzluğa yol açtığı iddiasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, incelenen SGK hizmet dökümünden davacının ilk işe girdiği tarihte de ikinci bir işte çalıştığı, aynı döneme ilişkin her iki iş yerinde bildirimlerin yapıldığı, iki yılı aşkın hizmet döneminde buna ilişkin herhangi bir ihtar gibi yaptırımla karşılaşmadığı. Sadakat borcuna aykırılığın savunulmadığı, ispatlanmadığı, yapılan işin kuryelik olduğu, haksız rekabet oluşturacak bir durumunda ihlal edilmediği gibi yapılan işin niteliğine de uygun olmadığı, iş akdinin feshinin tüm bu nedenlerle haklı veya geçerli bir sebebe dayanmadığı, davacının işe iadesinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. İş Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davacının işe iadesine hükmedilmiştir’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir