Şamil Tayyar ‘AKP çatışma siyasetiyle kazandı’ dedi: Teğmenlerin ihracını güç oyunu olarak gördü

Mezuniyet töreni sonunda “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek kılıç çatan 5 teğmenin ve 3 komutanın ihracı ile sonuçlanan disiplin soruşturması, tartışmalara neden olurken iktidar kanadından destek görmeye devam ediyor.

Saraya yakın isimlerden karara destek olan son isimlerden biri de eski AKP milletvekili Şamil Tayyar oldu. Sosyal medyadan paylaşım yapan Tayyar, kararı övgü dolu sözlerle destekledi.

ŞAMİL TAYYAR ‘AKP ÇATIŞMA SİYASETİYLE KAZANDI’ DEDİ

Teğmenlerin ihraç kararını, AKP’nin askeri vesayet ya da müesses nizam (kurulu düzen) ile mücadelesi olarak gören Şamil Tayyar, “çatışma siyaseti” iktidarın kazandığını söyledi.

23 yıldır iktidarda olan AKP’nin ancak muktedir olduğunu iddia eden Tayyar, “Bugün. Hem iktidar hem muktedir. Atatürk sonrası yılların en güçlü siyasi varlığı. Şartlar değişti” dedi.

TEĞMENLERİN İHRACINI GÜÇ OYUNU OLARAK GÖRDÜ

AKP’nin çatışmasının stratejisinin ‘raf ömrünün’ dolduğunu ifade eden Tayyar, “Yıllarca iktidar olduğu halde muktedir değildi, kazandığı bu güç oyununda en büyük motivasyonu milletin güçlü iradesiydi. Artık, anti demokratik ortamdaki çatışma stratejisinin, milli iradenin egemen olduğu ortamda raf ömrünün dolduğu kanaatindeyim” dedi.

Tayyar’ın paylaşımı şu şekilde:

“AK Parti, askeri vesayeti/müesses nizamı çatışma siyasetiyle alt etti. Doğru yaptı. Yıllarca iktidar olduğu halde muktedir değildi, kazandığı bu güç oyununda en büyük motivasyonu milletin güçlü iradesiydi. Bugün. Hem iktidar hem muktedir. Atatürk sonrası yılların en güçlü siyasi varlığı. Şartlar değişti. Artık, anti demokratik ortamdaki çatışma stratejisinin, milli iradenin egemen olduğu ortamda raf ömrünün dolduğu kanaatindeyim. Zira, başlangıçta doğru sonuç üreten strateji, yeni şartlarda aynı sonucu doğurmaz. Bu bağlamda toplumsal ve siyasi tansiyonun düşürülmesinde kanımca fayda vardır. Ayrıca, siyaset gündemindeki belirleyici rol, siyaset kurumuna ait olmalıdır. Başka kurumlar, devletin, toplumun ve siyasetin rotasını belirlerse, demokrasimiz büyük yara alır. Özetle. Sivil siyaset, gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen olmalıdır.”